5.Sınıf Türkçe Sınav Soruları – Parçada Anlam – (Metin Karşılaştırma)

5.Sınıf Türkçe Sınav Soruları - Parçada Anlam - (Metin Karşılaştırma)

Tebrikler - 5.Sınıf Türkçe Sınav Soruları - Parçada Anlam - (Metin Karşılaştırma) adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

Günaydın tavuklar, horozlar!

Artık memnunum yaşamaktan

Sabah erken kalktığım zaman

Siz varsınız;

Gündüz, işim var, arkadaşlarım,

Gece, yıldızlar var, karım var,

Günaydın tavuklar, horozlar!

Bu dizelere hâkim olan tema aşağıdakilerden hangisidir?

 
A
Dostluğa özlem
B
Hayvan sevgisi
C
Aile sevgisi
D
Yaşama sevinci
Soru 2

Değirmenci, ülkenin kralına kızının on parmağında on marifet olduğunu, her işi yapabileceğini söylemiş. Kral, genç kızdan bir oda dolusu samanı altın ipliğe dönüştürmesini istemiş. Genç kızın etekleri tutuşmuş. Ne yapacağını bilememiş ve ağlamaya başlamış. Gece yarısına doğru odanın duvarı bir kapı gibi açılmış ve içinden bir cüce çıkmış. Genç kız çok korkmuş. Cüce, “Benden korkmana gerek yok.” deyince kız, ona yaşadıklarını anlatmış. Cüce “O iş çok kolay, ben samanları altın ipe çevirebilirim.” demiş ve başlamış çalışmaya. Kızcağız, cücenin yaptıklarını hayretle izliyormuş. Çünkü o, eline aldığı samanı anında altın ipe dönüştürüyormuş. Kısa sürede tüm samanı altın ipe dönüştürmeyi başarmış.

Genç bir çocuk, ineğiyle pazara giderken yolda tuhaf bir adama rastlamış. Adam, “Bak çocuğum, bana bu ineği verirsen karşılığında sana fasulye taneleri veririm.” demiş. “Fasulye tanesi mi?” demiş çocuk şaşkınlıkla.” “Ama bunlar sihirli.” demiş adam. Bunu duyan çocuk, fasulyeler karşılığında ineğini vererek eve dönmüş. Durumu annesine anlatmış. Annesi ona çok kızmış. Fasulye tanelerini dışarı fırlatmış. Çocuk, sabah olunca gözlerine inanamamış çünkü dışarıda sihirli bir fasulyenin hızla büyüdüğünü görmüş. Hemen pencereden sarkıp sihirli fasulyeye tutunmuş ve tırmanmaya başlamış. Biraz sonra kendini, garip bir ülkede bulmuş. Tarlaların ötesinde çok büyük bir ev varmış. Çocuk, evin kapısını çalmış. Kapıyı bir kadın açmış. Kapıyı açan kadına, “Yiyecek bir şeyiniz var mı?” diye sormuş. “Var ama benim dev kocam gelince ortadan kaybolman gerek. Çünkü çocuklara hiç dayanamaz, onları hemen yer.” demiş kadın. Çocuk, tam bir şeyler yemek üzereyken dışarıdan birinin gür bir sesle şunları söylediğini duymuş: "Bir çocuk kokusu duydum. Ölü de olsa, diri de olsa onları yemek güzeldir."

 Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak özelliklerinden biri değildir?

A
Benzetmeden yararlanılması
B
Olağanüstü olaylara yer verilmesi
C
Hikâye edici metin olması
D
Deyim kullanılması
Soru 3

Kız, güvercini aramaya başlar. Gelen geçen herkese sorar. İhtiyar bir adam, köyün girişindeki mağaraya girip çıkan bir güvercin gördüğünü söyler. Kız, ihtiyarın tarif ettiği mağaraya gider ve bir yere gizlenir. Biraz sonra, beklediği güvercin gelir. Güvercin, kanatlarını çırpar ve bir insana dönüşür.

Şoför Ali, Menemen-İzmir arasında beş sefer yapmıştı. Gideceği yere bir an önce varmak istiyordu. İyice yorulmuştu. Kamyona yüklenen eşyaları urganla sıkmaktan elleri şişmişti. Çiğli’ye yaklaşırken mola verdiler. Kahvede bir çay içtiler. Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. Ali, kamyona binince başından geçen bir olayı anlatmaya başladı.

Aşağıdakilerden hangisi bu metinlerin ortak yönlerinden biridir?
A
Anlatımın III. kişi ağzından yapılması
B
Hikâye türünde yazılması
C
Gerçek yaşamda karşılaşılabilecek olayları anlatması
D
Kişileştirmeden yararlanılması
Soru 4

I

Onunla günaydın, derim,

Konuşur ve şarkı söylerim.

Seni onlarla duyabilir,

Dersimi onlarla dinlerim.

Suyun sıcaklığını,

Onunla hissederim.

Annemi ve çiçekleri,

Onunla koklarım.

Sana onlarla bakar,

Her şeyi onlarla görürüm.

II

Çevreden gelen ışık, ses, koku, tat ve sıcaklık gibi uyarıları algılayan organlara duyu organı denir. İnsanlarda göz (görme), kulak (işitme), burun (koklama), dil (tatma) ve deri (dokunma, hissetme) olmak üzere beş duyu organı bulunur. Bu organlar, çevreden gelen uyarılara göre özelleşmiş hücrelerden yapılmıştır. Duyu organlarında bulunan ve çevreden gelen uyarıları algılayabilen hücrelere duyu hücreleri, duyu almaçları veya reseptör denir. Duyu organları tarafından algılanan uyarılar, duyu sinirleri ile beyindeki duyu merkezlerine iletilir. Beyindeki duyu merkezleri, duyu organlarından gelen uyarıları değerlendirir ve algıladığı durumu ilgili organa hareket sinirleri ile gönderir. Böylece çevreden gelen uyarılar algılanmış olur.

Bu metinlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A
İki metinde de mecaz anlamlı sözcük kullanılmamıştır
B
I. metinde I. kişi ağzından, II. metinde III. kişi ağzından anlatım yapılmıştır
C
I. metinde karşılaştırma, II. metinde örneklendirme yapılmıştır.
D
I. metin şiir türünde yazılmıştır, II. metin bilgilendiricidir
Soru 5

Ebru, geleneksel Türk el sanatlarından biridir. Bu sanat, yoğunluğu artırılmış su yüzeyine fırça yardımıyla boyaların serpilmesi sonucunda elde edilen renkli desenin kâğıda aktarılmasıyla oluşur. Ebru sanatında suyun yoğunluğunu ayarlamak için sahlep, denizkadayıfı gibi malzemeler kullanılır. Bu suyun üzerine topraktan elde edilen, suda erimeyen boyalar serpilir. Kullanılan suyun ve boyaların ayarının yapılması, bu sanatın en zor aşamasıdır. Bu nedenle ebru, ancak bir ustanın tecrübelerinden istifade edilerek öğrenilebilir. Ebru sanatının ilk kim tarafından yapıldığı belli değildir ancak ilk olarak Türkistan’da ortaya çıktığı tespit edilmiştir.

Aşağıdakilerden hangisi bu metnin anahtar sözcüklerinden biri değildir?

A
Sanat
B
Sonuç
C
Ebru
D
Boya
Soru 6

Gökkuşağı, su damlalarına çarpan güneş ışınlarının yansımasıyla oluşur. Su damlalarının içine giren güneş ışınları, renklerine ayrışır. Sonra bu rengârenk ışınlar, su damlasının arkasından yansır ve geldikleri taraftan ama farklı bir açıyla dışarı çıkar. Bu, tek bir su damlasında değil aynı anda milyonlarca su damlasında gerçekleşir. Onlardan gözümüze gelen rengârenk ışıklar da su damlalarının olduğu yerde bir gökkuşağı görmemize neden olur.

Hatay'ın Kırıkhan ilçesinde öğle saatlerinde sağanak yağış etkili oldu. Yağmurun ardından çıkan güneş ile birlikte gökkuşağı oluştu. Bir yanda güneşi, bir yanda yeşillik ve gökkuşağını gören insanlar bu görüntüyü dakikalarca izledi. Gökkuşağı, yaklaşık 15 dakika sonra kayboldu.

Aşağıdakilerden hangisi bu iki metnin ortak özelliklerinden biri değildir?

A
Nesnel anlatıma başvurulması
B
Bilgilendirici metin olması
C
Gökkuşağından söz edilmesi
D
Haber yazısından alınması
Soru 7

Ebru, geleneksel Türk el sanatlarından biridir. Bu sanat, yoğunluğu artırılmış su yüzeyine fırça yardımıyla boyaların serpilmesi sonucunda elde edilen renkli desenin kâğıda aktarılmasıyla oluşur. Ebru sanatında suyun yoğunluğunu ayarlamak için sahlep, denizkadayıfı gibi malzemeler kullanılır. Bu suyun üzerine topraktan elde edilen, suda erimeyen boyalar serpilir. Kullanılan suyun ve boyaların ayarının yapılması, bu sanatın en zor aşamasıdır. Bu nedenle ebru, ancak bir ustanın tecrübelerinden istifade edilerek öğrenilebilir. Ebru sanatının ilk kim tarafından yapıldığı belli değildir ancak ilk olarak Türkistan’da ortaya çıktığı tespit edilmiştir.

Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur?

A
Ebru sanatında ne tür boyalar kullanılır?
B
Ebru sanatının en zor aşaması nedir?
C
Ebru sanatı ilk nerede ortaya çıkmıştır?
D
Ebru sanatında kullanılan fırçalar neden yapılır?
Soru 8

Değirmenci, ülkenin kralına kızının on parmağında on marifet olduğunu, her işi yapabileceğini söylemiş. Kral, genç kızdan bir oda dolusu samanı altın ipliğe dönüştürmesini istemiş. Genç kızın etekleri tutuşmuş. Ne yapacağını bilememiş ve ağlamaya başlamış. Gece yarısına doğru odanın duvarı bir kapı gibi açılmış ve içinden bir cüce çıkmış. Genç kız çok korkmuş. Cüce, “Benden korkmana gerek yok.” deyince kız, ona yaşadıklarını anlatmış. Cüce “O iş çok kolay, ben samanları altın ipe çevirebilirim.” demiş ve başlamış çalışmaya. Kızcağız, cücenin yaptıklarını hayretle izliyormuş. Çünkü o, eline aldığı samanı anında altın ipe dönüştürüyormuş. Kısa sürede tüm samanı altın ipe dönüştürmeyi başarmış.

Genç bir çocuk, ineğiyle pazara giderken yolda tuhaf bir adama rastlamış. Adam, “Bak çocuğum, bana bu ineği verirsen karşılığında sana fasulye taneleri veririm.” demiş. “Fasulye tanesi mi?” demiş çocuk şaşkınlıkla.” “Ama bunlar sihirli.” demiş adam. Bunu duyan çocuk, fasulyeler karşılığında ineğini vererek eve dönmüş. Durumu annesine anlatmış. Annesi ona çok kızmış. Fasulye tanelerini dışarı fırlatmış. Çocuk, sabah olunca gözlerine inanamamış çünkü dışarıda sihirli bir fasulyenin hızla büyüdüğünü görmüş. Hemen pencereden sarkıp sihirli fasulyeye tutunmuş ve tırmanmaya başlamış. Biraz sonra kendini, garip bir ülkede bulmuş. Tarlaların ötesinde çok büyük bir ev varmış. Çocuk, evin kapısını çalmış. Kapıyı bir kadın açmış. Kapıyı açan kadına, “Yiyecek bir şeyiniz var mı?” diye sormuş. “Var ama benim dev kocam gelince ortadan kaybolman gerek. Çünkü çocuklara hiç dayanamaz, onları hemen yer.” demiş kadın. Çocuk, tam bir şeyler yemek üzereyken dışarıdan birinin gür bir sesle şunları söylediğini duymuş: "Bir çocuk kokusu duydum. Ölü de olsa, diri de olsa onları yemek güzeldir."

 Bu metinlerin türü aşağıdakilerden hangisidir?

A
Masal
B
Hikâye
C
Haber yazısı
D
Fabl
Soru 9

Bir milleti geçmişten geleceğe taşıyan en önemli unsur dildir. Dil sayesinde toplumun geçmişteki değerleri, fikirleri ve yaşayış biçimleri bugüne, bugünden de yarına taşınır. Dil, insanın geçmişini öğrenmesinde önemli bir araçtır.

Bu parçada dilin hangi özelliği vurgulanmıştır?

A
Kültürel ögeleri gelecek nesillere aktarma
B
İnsanlar arasındaki bağı kuvvetlendirme
C
Toplumun değişmesine yardımcı olma
D
Toplumsal düzeni koruma
Soru 10

I

Onunla günaydın, derim,

Konuşur ve şarkı söylerim.

Seni onlarla duyabilir,

Dersimi onlarla dinlerim.

Suyun sıcaklığını,

Onunla hissederim.

Annemi ve çiçekleri,

Onunla koklarım.

Sana onlarla bakar,

Her şeyi onlarla görürüm.

II

Çevreden gelen ışık, ses, koku, tat ve sıcaklık gibi uyarıları algılayan organlara duyu organı denir. İnsanlarda göz (görme), kulak (işitme), burun (koklama), dil (tatma) ve deri (dokunma, hissetme) olmak üzere beş duyu organı bulunur. Bu organlar, çevreden gelen uyarılara göre özelleşmiş hücrelerden yapılmıştır. Duyu organlarında bulunan ve çevreden gelen uyarıları algılayabilen hücrelere duyu hücreleri, duyu almaçları veya reseptör denir. Duyu organları tarafından algılanan uyarılar, duyu sinirleri ile beyindeki duyu merkezlerine iletilir. Beyindeki duyu merkezleri, duyu organlarından gelen uyarıları değerlendirir ve algıladığı durumu ilgili organa hareket sinirleri ile gönderir. Böylece çevreden gelen uyarılar algılanmış olur.

Bu metinlerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

A
I. metinde karşılaştırma, II. metinde örneklendirme yapılmıştır.
B
I. metin şiir türünde yazılmıştır, II. metin bilgilendiricidir.
C
I. metinde I. kişi ağzından, II. metinde III. kişi ağzından anlatım yapılmıştır.
D
İki metinde de mecaz anlamlı sözcük kullanılmamıştır
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
10 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
Son
Geri dön

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.