12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz - 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya - 2 - testdelisi.com

12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz – 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya – 2

12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz -20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya - 2

Tebrikler - 12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz -20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya - 2 adlı sınavı başarıyla tamamladınız. Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%. Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1

Mondros Ateşkes Antlaşması’nı Osmanlı Devleti adına imzalayan ve Balkan Savaşlarındaki başarılarından dolayı “Hamidiye Kahramanı” olarak tanınan kişi aşağıdakilerden hangisidir?

A
Cemal Paşa
B
Rauf Orbay
C
İsmet İnönü
D
Ali Fuat paşa
E
Refet Bele
Soru 2

Osmanlı Devleti’nin I. Dünya Savaşı’nda toprakları dışında müttefiklerine yardım etmek amacıyla savaştığı cepheler aşağıdakilerden hangisidir?

A
Galiçya - Makedonya
B
Suriye - Filistin
C
Yemen - Kafkas
D
Çanakkale - Kanal
E
Kanal - Galiçya
Soru 3

XIX. yüzyıl Osmanlı Devleti’nde pek çok alanda değişimin yaşandığı bir dönemdir.

Aşağıdakilerden hangisi bu değişimlerin yaşandığı alanlardan birisi değildir?

A
Hanedan ailesi
B
Demografik yapı
C
Kültürel hayat
D
Siyasi sınırlar
E
Yönetim anlayışı
Soru 4

Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde ortaya çıkan bazı fikir akımları şunlardır:

• Osmanlıcılık • Türkçülük • İslamcılık

Yukarıdaki fikir akımları ile ulaşılmak istenen temel amaç aşağıdakilerden hangisidir?

A
Türk nüfus yoğunluğunu artırmak
B
Osmanlı Devleti’nde demokrasinin gelişmesini sağlamak
C
Gayrimüslimlerin ayaklanmalarına karşı tedbir almak
D
Müslüman halk arasında birlik ve beraberliği sağlamak
E
Osmanlı Devleti’nin parçalanmasına engel olmak
Soru 5

Aşağıdakilerden hangisi I. Dünya Savaşı’nın çıkmasında etkili olan genel nedenler arasında yer almaz?

A
Silahlanma ve bloklaşma
B
Sömürgecilik yarışı
C
Milliyetçilik akımı
D
Hammadde ve pazar ihtiyacı
E
Rusya’nın Balkanlara hâkim olma mücadelesi
Soru 6

Osmanlı Devleti’nin Almanya’nın yanında savaşa girmesinde, İtilâf Devletlerine duyulan güvensizlik de etkili olmuştur.

Savaş öncesi İtilaf Devletlerinin faaliyetlerinden hangisi, yukarıdaki yargıyı destekleyen bir gelişme değildir?

A
Rusya’nın Balkanlarda uyguladığı Panslavizm politikası
B
İngilizlerin Ortadoğu’daki petrol kaynaklarını ele geçirme isteği
C
Savaştan önce kapitülasyonları kaldırabileceklerini açıklamaları
D
Kendi aralarında gizli antlaşmalar yapmaları
E
İngiltere ve Fransa’nın azınlıkları sürekli kışkırtması
Soru 7

I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru yayımlanan Wilson İlkelerinin;

I. Yenen devletler, yenilen devletlerden toprak almayacaktır.

II. Azınlıklara kendini yönetme hakkı tanınacaktır.

III. Devletler arasında gizli antlaşmalar imzalanmayacaktır.

IV. Boğazların yönetimi uluslararası bir komisyona bırakılacaktır.

V. Ülkelerin gelişmelerini kısıtlayan uluslararası ekonomik engellemeler kaldırılacaktır.

maddelerinden hangilerinin, Osmanlı Devleti’nin aleyhine olduğu düşünülebilir?

A
II ve IV
B
l, II ve III.
C
Yalnız II.
D
II, III ve IV.
E
IV ve V.
Soru 8

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin Almanya’nın yanında yer almak istemesinin nedenleri arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz?

A
Savaşı Almanya’nın kazanacağına inanması
B
Kaybedilen toprakları geri almak istemesi
C
Osmanlı Devleti’nin siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemes
D
İttihat ve Terakki’nin Almanya yanlısı politika izlemesi
E
İtilaf Devletlerinin Osmanlı topraklarına saldırması
Soru 9

I. Dünya Savaşı’na katılan devletler ve savaşa girme nedenleri ile ilgili aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A
Osmanlı Devleti: Kaybettiği toprakları geri almak istemesi
B
İngiltere: Alsas-Loren bölgesini geri almak istemesi
C
Rusya: Boğazları ele geçirmek ve sıcak denizlere inmek istemesi
D
İtalya: Geç kaldığı sömürgecilik yarışına katılmak istemesi
E
Almanya: Güçlü sanayisine yetecek kadar sömürgesinin olmaması
Soru 10

I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin savaştığı cephelerden bazıları ile ilgili bilgiler aşağıda verilmiştir:

• İngilizlerin Hindistan sömürgeleri ile bağlantısı kesilmek istenmiştir.

• Savaşın uzamasına sebep olan cephedir.

• İngilizler, Musul petrollerini ele geçirmek ve Rusya’ya yardım göndermek amacıyla açmıştır.

• Osmanlı Devleti İngiliz işgali ile kaybettiği Mısır’ı geri almak istemiştir.

Buna göre aşağıdaki cephelerden hangisi ile ilgili bilgiye yer verilmemiştir?

A
Çanakkale Cephesi
B
Kafkas Cephesi
C
Hicaz-Yemen Cephesi
D
Irak Cephesi
E
Kanal (Süveyş) Cephesi
Soru 11

Mondros Ateşkes Antlaşması’nın aşağıdaki hükümlerinden hangisi İtilaf Devletlerinin yapacakları işgallere hukuki gerekçe oluşturmaya çalıştıklarının kanıtıdır?

A
İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit altında gördükleri herhangi bir durum ortaya çıkarsa, istedikleri stratejik bir bölgeyi işgal edebilecektir.
B
Devlet makamlarının haberleşmesi dışında telsiz, telgraf ve haberleşme istasyonları İtilaf Devletlerinin denetimine bırakılacaktır
C
Anadolu sınırları dışında kalan Osmanlı subayları ve askerleri İtilaf Devletlerine teslim olacaktır.
D
Toros tünelleri ve demir yolu ağları İtilaf Devletlerinin denetimine bırakılacaktır
E
Türk ordusunun sınırların denetlenmesi ve iç güvenliğin sağlanabilmesi için gerekli sayıdan fazla olan askerleri terhis edilecektir.
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
11 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
11Son
Geri dön

20 YY. OSMANLI DEVLETİ

20 yy başında Osmanlı devletinde kötü gidişi durdurmak için, birlik ve bütünlüğü sağlamak için iki türlü kurtuluş çaresine baş vurmuştur:
a)      Islahat hareketleri
b)      Fikir akımları
I. ISLAHAT HAREKETLERİ:
Osmanlı Devletinde 16. yüzyılın sonlarında başlayan bozulma zamanla iç bütünlüğü tehdit etme­ye başladı, iç ayaklanmalar artmış savaşlarda isteni­len sonuçlara ulaşılamamıştı. Bütün bu olumsuz ge­lişmeler Osmanlı Devleti’nde 17. y.y’ın ilk yarısından itibaren Osmanlı devletinin ıslahata muhtaç olduğu gerçeğini ortaya koymuştu.
Osmanlı Devletinde ıslahatları ve ıslahatların öncülüğünü padişahlar ve bazı devlet adamları yapmıştı. Ulema Avrupa’daki gelişmeleri takip ede­memiş bundan dolayı da bir ıslahat bilinci uyanmamıştı. Islahatlar halka indirgenememiş yapılan mas­raflar da boşa gitmiştir.
17. yüzyılda yapılan ıslahatlar (Genç Os­man dışında) genelde başarılı olmuş, fa­kat Avrupa’nın bu dönemde hiç etkisi ol­mamıştı, ilk ıslahatların en önemli özelliği disipline bir karakterde olmasıdır.
18. Yüzyılda, Avrupa’nın üstünlüğü ilk kez askeri alanda hissedildiği için, bu yüzyılda batıdan ilham alınarak yapılan ıslahatların ağırlık noktasını askeri alandaki ıslahatlar’ oluşturmuştur.
Ø   Aynı dönemde Avrupa’dan getirilen askeri uzmanlardan da yararlanılmıştır.
Ø   Buna rağmen askeri alanda girişilen ilk ye­nileşme çabaları da başarılı olamamıştır.
Ø   Islahat tarihimizin bilerek ve bilinçli olarak yapılmış ilk önemli hareketi Nizam-ı Cedit  yeniliğidir. III. Selim, Avrupa standartlarında bir ordu yetiştirmek ve çağdaş bir düzen kurmayı amaçlamıştı.
Ø   Siyaset ve diplomasi alanında önemli yeni­likler yapılmış, Avrupa devletlerinde sürekli elçilikler kurulmuştur.
Ø   Nizam-ı Cedit devri ıslahatlarına karşı baş­layan Kabakçı İsyanı başarıya ulaşmış ve ıslahatlar kaldırmıştır.
Ø   II. Mahmut yeniden çok yönlü olarak ısla­hatlara başlamıştır. Türkiye’nin modernleşme sürecinde önemli adımlar atıldı.
Ø   II. Mahmut devri ıslahatlarını, Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı, l. ve II Meşruti­yetler takip etmiştir.
Ø   Bu ıslahatlarla önemli reformlar yapıldıysa da başarı sağlanamamış, Osmanlı Devleti­nin birlik ve bütünlüğü gerçekleşememiştir.
Ø   Bazı fikir, devlet ve sanat adamları impara­torluğun içinde bulunduğu duruma çözüm getirmek için çeşitli fikirler ortaya atmışlardır.
II. FİKİR AKIMLARI
19. yüzyılda daha düzenli ve programlı bir şe­kilde yapılmaya çalışılan ıslahatlar, imparatorluğun bünyesindeki rahatsızlıklar (azınlık isyanları) ve dış baskılar nedeniyle başarıya ulaşamamıştı.
Ø   Her yapılan ıslahat hareketi, Avrupa’nın üzerimizdeki baskısının artmasına neden oldu. Böylece içişlerimize karışılmış, azın­lık isyanları artmıştı. Toplum hayatı düze­ne girmemiş, batılıların “hasta adamı” de­dikleri Osmanlı Devleti iyileşmemişti.
Ø   Islahat hareketiyle belirginleşen eski-yeni mücadelesi gittikçe şiddetlenmiştir.
Ø   Bu olumsuzluklar, 19. yüzyılın ikinci yarı­sından itibaren devleti batmaktan kurtar­mak amacını güden bir takım fikir akımla­rının ortaya çıkmasına neden oldu.
Ø   Devletin birlik ve bütünlüğünün sağlamaya çalışan bu fikirler zamanla birer devlet doktrini olarak ortaya çıkmışlardır.
Ø   Osmanlıcılık, İslamcılık, Batılıcılık ve Türkçülük olarak ortaya çıkan fikir akımları I. ve II. Meşrutiyette devlet hayatına hakim olmuşlar ve etkilerini göstermişlerdir.
Ø   Osmanlıcılık, siyasi ve hukuki düşünce tarzına,
Ø   Türkçülük, millet duygusuna,
Ø   İslamcılık, dini duygu ve hissine,
Ø   Batılıcılık ise, yenileşme ve değişime bağlı idi.
Şimdi bu fikir akımlarını sırayla görelim:
a. Osmanlıcılık:
Tanzimat döneminin sonlarına doğru bazı Os­manlı aydınları Genç Osmanlılar adıyla bir cemiyet kurdular. Daha sonra siyasi faaliyette bulunmaya başladılar. Onlara göre milliyet isyanlarını durdurup ülkenin bütünlüğünü korumak için devletin sınırları içinde yaşayan bütün milletleri Osmanlıcılık düşün­cesi etrafında toplamak gerekiyordu.
Bunun için dil, ırk ve din farkı gözetmeden herkesin aynı hak ve yetkilere sahip olması şarttı. Bu yapılırsa Osmanlı birliği gerçekleşir ve devlet yıkılmaktan kurtulabilirdi. Bu düşünceler ancak meşrutiyet yönetiminde uygulanabilirdi.
‘Osmanlıcılık, milliyetçilik akımının Osmanlı Devleti üzerindeki yıkıcı etkilerine karşı ortaya atıl­mış bir fikir akımıdır.
II. Mahmut’un “Ben tebamdaki din farkını ancak camilerine, havralarına ve kiliselerine gir­dikleri zaman görmek isterim!” sözleri bu fikrin pratikteki en önemli göstergesidir. Osmanlı toplu­munu kaynaştırmayı hedefleyen Osmanlıcılık akı­mı, fertlerin sosyal siyasi ve hukuki eşitliklerini sağ­lamak için faaliyet göstermiştir.
Bu amaçla iki önemli çalışma yapıldı:
a)      Mebusan Meclisinin Açılması
b)      Kanun-i Esasinin İlanı
Böylece meşrutiyet fikri ve programı yürürlüğe girmiş oldu. Osmanlıcılık fikrine taraftar olanlar, bü­tün Osmanlıların siyasi birliğini gerekli görüyorlar ve ortak yurt gereğini savunuyorlardı.
İlk Anayasanın yürürlüğe girmesiyle Osmanlı toplumunda hukuki bir eşitlik, ilk meclisin açılmasıy­la da siyasi bir eşitlik sağlanmıştır.
Osmanlıcılık fikrini zayıflatan ilk büyük etki 1877 -1878 Osmanlı-Rus savaşı ve bu savaşın so­nuçları oldu. Bu savaş sırasında Balkanlarda Os­manlı egemenliğinde yaşayan Hıristiyanların Müslü­manlara kötü davranmaları, Rusların Rum ve Ermenileri kışkırtmaları, Müslüman halkta Hıristiyanlara karşı sert bir tepki doğurmuştu.
II. Abdülhamit’in meşrutiyet yönetimine son vermesinde bu gelişmelerin büyük etkisi olmuştur.
I. Balkan savaşı Osmanlıcılık akımına kesin darbe vuran en önemli olay olmuştur.
Milliyet duygusunun ve milliyetçilik akımının çok etkili olduğu bu dönemlerde Osmanlıcılık akı­mının başarılı olması beklenemezdi.
b. Adem-i Merkeziyetçilik:
Prens Sabahattin’e ait olan bu görüş Osmanlı­cılık akımından çok farklı değildir.
Prensin görüşleri yerinden yönetim ve birey­sel girişim ilkelerine dayanıyordu. Buna göre mer­kezi hükümetin yetkileri azaltılacak, buna karşılık imparatorluktaki çeşitli unsurların yönetime katılma yetkileri artırılacaktı.
Liberal bir ekonomi modeli de uygulanacaktır.
c. İslamcılık:
İslamcılık, Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumak amacıyla XIX. yüzyılın ikinci yarısında, özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşından son­ra, önem kazanan bir düşünce akımıdır.
İslamcılık düşüncesini savunanlara göre; top­lumun temel direği dindir. Din ile millet birdir. Hangi milletten olurlarsa olsunlar bütün Müslümanların halifenin etrafında birleşmesi gerekir, İslamcılar, Osmanlı Devleti’nin şeriat esaslarından ayrıldığı için geri kaldığını ileri sürdüler.
İslamcıların bir bölümü şeriattan zerre kadar ayrılma yanlısı değildi. Diğer bir grup ise, batı uy­garlığının maddi yanını oluşturan endüstrinin, bilim ve teknolojinin alınmasında bir sakınca görmüyor­du, İslamcılık XIX. yüzyılın sonlarına doğru devle­tin resmi politikası olacak kadar önem kazandı.
II. Abdülhamit İslamcılık siyasetini geliştirip teş­kilatlandırmış gerek içte gerekse dışta bir devlet poli­tikası haline getirmişti. Padişahın bu politikasında Berlin Kongresi’nde Osmanlı devletinin Avrupa’daki topraklarının kaybedilmesi karşısında Asya’daki var­lığımızı devam ettirmek ve buradaki topraklarımızı kaybetmemek düşüncesi önemli bir etken olmuştur.
II. Abdülhamit, İslamcılık politikasıyla bir taraftan İmparatorluğun bütünlüğünü korumaya çalışırken bir taraftan da İngiltere ve Rusya’nın hâkimiyetleri altın­da yaşayan Müslümanları, kendilerine karşı kullan­mayı düşündü.
II. Abdülhamit bu amaçla :
1. Afrika içlerine ve Çin’e elçiler gönderdi.
2. Hicaz demiryolunun inşasına başlandı.
3. Almanya ile yakın bir ilişki içine girdi.
4. Osmanlı ordusunu eğitmek için Alman su­bayları getirildi.
5. Almanya’dan silah ve mühimmat alındı.
Bu düşünce de devleti kurtarmaya yeterli ola­madı. Birinci Dünya Savaşı’nda, Osmanlı padişahı­nın halife olarak yayınladığı cihad fetvasına rağ­men bazı Araplar Türk askerine ateş açmaktan geri durmadı. Bu olay Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü korumada, İslamcılık düşüncesinin başarılı olama­dığını açık bir şekilde ortaya koymuştur.
II. Abdülhamit döneminde yapılan faaliyetlerin faydaları Milli Mücadele döneminde Hindistan ve Buhara Müslümanlardan gelen yardımlar şeklinde kendini göstermiştir.
d. Türkçülük (Türk Birliği):
Türkçülük, dil, tarih ve edebiyat alanlarındaki çalışmalarla, yani bir kültür hareketi olarak bağladı. Türkçülük akımı Osmanlıcılık ve İslamcılık akımla­rının geçerli olduğu dönemlerde pek yayınlaşmadı. Ancak bu akımların Osmanlı Devleti’ni kurtarma­ya yetmediği görüldükten sonra, özellikle İkinci Meşrûtiyet döneminde Türkçülük akımı güç kazan­dı. Bu akımın hız kazanmasında, Rusya’nın Türk ülkelerindeki işgalinden kaçan Türkler oldukça etkili oldular.
Ziya Gökalp, Türkçülük akımını II. Meşrutiyet­te ilk defa sosyolojik bir metotla inceleyerek etnik, dağınık, çekingen fikirlerin toplanmasını ve bir sis­tem haline getirilmesini mümkün kılmıştır.
Türkçülük düşüncesinin öncüleri bir milleti; dil, din, soy ve ülkü birliğinin oluşturduğunu savunuyor­lardı. Onlara göre devlet ancak; dili, dini, soyu ve ül­küsü bir olan topluma dayanarak ayakta durabilirdi.
Bunun için Osmanlı yönetimi altında yaşayan Türklere milli bilinç kazandırılmalıydı.
Balkan Savaşının meydana getirdiği olumsuz sonuçlar ve Osmanlıcılık akımının birleştirme yö­nündeki çabalarının başarısız olması, Türkçülük akımının önem kazanmasına neden oldu.
Balkan Savaşı’nın acı ve felaketli sonuçları Türk toplumunun uyanmasına neden olmuştur.
Türkçülük akımı II. Meşrutiyetin ilanından son­ra bütün Türklerin kurtuluş çarelerini de araştıran
Pan Türkizm cereyanına doğru yönelmiştir. Türk birliğini sağlamaya yönelik olarak Turancılık doğ­muştur.
Turancılık, Türkçülük hareketinin siyasi yönü­dür. Amacı, bütün Türkleri bir ülkede bir devlet için­de tek bir bayrak altında birleştirmektir. Bunu, bu düşüncenin en önemli kişisi olan Ziya Gökalp, “Va­tan ne Türkiye’dir Türklere ne Türkistan; Vatan büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan” diyerek özetlemiştir.
Bu hareket, ikinci Meşrûtiyet döneminde ay­dınlar ve devlet adamları arasında çok sayıda ta­raftar buldu.
iktidarı elinde bulunduran İttihat ve Terakkî Fırkası ileri gelenleri tarafından desteklendi. İttihat ve Terakki liderlerinden Enver Paşa, devletin çö­küşten kurtulabilmesinin, Turancılığın başarılı ol­masıyla mümkün olacağını düşünenlerdendi.
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’nda yenilmesi Turancılık hareketini zayıflattı. Turancı­lar, Türkleri birleştirme ülküsünün Türkiye Türklüğü ile sınırlanması gerektiğini savunmaya başladılar. Enver Paşa buna karşı çıktı. Hayalini gerçekleştir­mek için Türkistan’a gitti. Orada bir ordu kurarak, Ruslara kaşı mücâdeleye girişti, fakat bu savaşlar­dan birinde şehit oldu (1922).
Son Osmanlı Meclis-i Mebûsan’ın ve Kuvây-ı Milliyecilerin “Mîsak-ı Milli” ilkesini benimsemesi, TBMM’nin millî egemenlik anlayışını kabul etmesi gibi nedenler, 1920’den sonra Turancılık hareketini büyük ölçüde zayıflattı. Kurtuluş Savaşı’nın kaza­nılmasından sonra Turancılık düşüncesi tamamen reddedildi. Bütün dünya Türklerini tek bir bayrak al­tında birleştirmeyi amaç edinen Turancılığın tersi­ne, “vatan kavramı”, bugün üstünde yaşanılan si­yasi sınırlarla çevrilmiş topraklar olarak kabul edildi.
e. Batıcılık :
Kaynağını Tanzimat ve hatta ondan önceki ıs­lahat hareketlerinden alır. Batının sosyal, siyasi, ekonomik ve felsefi görüşlerinin ifade ettiği bir dev­let anlayışını benimser.
Bu görüşe sahip kişiler, devletin ancak batılıla­şarak kurtulabileceğini savunmaktadırlar. Yalnız si­yasi alanda değil, sosyal, hukuki ve ekonomik alan­da da değişikliklerin olmasını istemişlerdir. Bundan dolayı meşrutiyetleri yeterli görmemişlerdir.
ilk olarak askeri alanda başlayan batılılaşma hareketi, daha sonraları devlet ve toplum hayatında da etkili oldu.
l. Meşrutiyete kadar süregelen batılılaşma ha­reketlerinin önderleri ya padişahlar ya da onların destekledikleri sadrazamlardır, l. Meşrutiyetten son­ra batılılaşmanın önderleri yönetim kadrosunun dı­şında bulunan Jön Türklerdir.
Batıcılık ikinci Meşrûtiyet döneminde bir dü­şünce akımı hâlini aldı. Bu düşünceyi savunanlar çıkardıkları dergilerde görüşlerini yaymaya çalıştı­lar. Batının üstünlüğünün bilime dayalı olduğunu ve ona karşı gelmenin doğru olmadığını açıkladı­lar. Onlar, tek kadınla evliliği, kadın haklarını, batılı bir medenî kanunun kabulünü, şeriat mahkemeleri yerine laîk mahkemelerin kurulmasını, Lâtin harfle­rinin kabulünü, tekke ve zaviyeler ile bütün medre­selerin kapatılmasını, fesin kaldırılıp başka bir baş­lığın benimsenmesini, millî bir ekonominin kurulma­sını savunuyorlardı.
Batıcılar arasında görüş ayrılıkları vardı. Batıcıların bir bölümü Avrupa’dan her şeyi al­maya gerek yoktur, batılıların teknolojisi alın­malı fakat kültürü alınmamalı görüşündeydi. Di­ğer bir bölümü ise tek bir medeniyet vardır o da batı medeniyetidir, gülü ve dikeni ile alınmalıdır diyordu.

İlgili Diğer Testler

12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz – 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya – 1

Teste Başla

12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz – 20. Yüzyıl Başlarında Osmanlı Devleti ve Dünya – 2

Teste Başla

12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz – Millî Mücadele – 1

Teste Başla

12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz – Millî Mücadele – 2

Teste Başla

12. Sınıf -Tarih Kazanım Testleri Çöz – Millî Mücadele – 3

Teste Başla

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.